28 Şubat 2010 Pazar

gerçek şeyler

Gerçek bişeyler oldu ve ışıklar yandı.
Ne garip dedim orda geçirdiğim 3 buçuk bilemedin 5 saat boyunca.yukarı baktığımda yeşil lazer ışıkları duyduğum jamiroquai şarkıları..Herbirinin 7 farklı anısı..Tanrı'ya yakın hissettim, kendime yakın hissettim, kendimden uzak.Teşekkür ettim, neden der bi başkasına söylesem.Ama o anı yaşamak için dua ettiğimi yatmadan önce söyleyemem ki.
Dediğim gibi ne garip, olanlar, yaşananlar, yaşanmamış gibi, ama yer etmiş bir yerlerde..Konuşuldukça açığa çıkan, açığa çıktıkça hatırlanan, hatırlandıkça yüzde tebessüm bırakan. Ne tebessümü ki o.Çok mu güzeldi? Çok mu vazgeçilmez? Ya da ne bileyim çok mu çekilmez? Hiçbiri değildi elbette ki. Ama bizde bıraktığı izler aynıydı. Gözlerime baktığındaki iz aynıydı en son baktığı gündekiyle.
THİS CAN NEVER REALLY END.
Üç kelime. " ya, işte, falan"
anlamı:-yok heralde
ama anladım işte ya.Anlasana işte anladım bunları.Tamamladım kelimeleri.Aralarına sözcükler kattım.Nokta bile koymama gerek kalmadı.Virgüle, ünleme,.. Hiç gerek kalmadı.Tamamladım ve baktık yine birbirmize.Sanki o an ; o ben, ben de o olduk bir an için.Sanki bir an için yaşananları uzaktan izledik elimizde patlamış mısırlarımız, rahat koltukta sırtımızda yastıklarımız.Bir an sonra döndük şimdiye.Elimizde içkilerimiz, soğuk havada bişeyler bişeyler.
Ne kadar bağlı bir ucum.Yok bulamıyorum.. Bir bulsam ellerimle kopartıcam kıpkırmızı olana dek avuç içlerim.Suyun altında sanıyorum.Derin çok derin.Bilir korkum vardır.Ürperirim her baktığımda yüksekten derinlere..